24 Ocak 2025 Cuma
Her Daim Doğa Dostları, Kıbrıs Sulak Alan Topluluğu ve Toplumsal Varoluş Derneği’nin birlikte organize ettiği “Büyük Bahçe Kuş Gözlemi” (Big Garden Birdwatch) etkinliği yarın gerçekleştirilecek.
Organizasyon Komitesi adına açıklama yapan Yusuf Şentuğ, etkinliğin sabah saat 07.00’de, Gazimağusa’daki Silver Beach bölgesinde, halk arasında “Beton Mevzi” olarak bilinen noktada toplanılarak başlayacağını belirtti.
Etkinlik kapsamında, Salamis bölgesinde belirlenmiş bir alan içerisindeki kuşlar gözlemlenip kaydedilecek. Toplanan veriler, uluslararası veri toplama sistemine de kaydedilecek.
Etkinlikte, Çevre Eğitimi ve Yönetimi Uzm. Dr. Asuman Korukoğlu, katılımcılara kuş gözlemi konusunda bilgilendirici bir sunum yapacak.
Yusuf Şentuğ, etkinliğin amacının, belirli bir bölgede yaşayan kuş popülasyonlarının mevcut durumunu öğrenmek ve bu popülasyonların korunması ile iyileştirilmesine yönelik farkındalık oluşturmak olduğunu vurguladı.
Etkinliğin tüm halka açık olduğunu belirten Şentuğ, doğaseverleri etkinliğe katılmaya davet etti.
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği (İSG-BİR) yangın güvenliğinin, iş sağlığı ve güvenliği (İSG) açısından büyük önem taşıdığını bildirerek, yangın güvenliğinin eksik olmasının sonuçlarının telafi edilemeyeceğini kaydetti.
İSG-BİR’den yapılan yazılı açıklamada, yangın risklerinin, sadece işyerlerini değil, kamu binaları, konutlar, okullar, hastaneler ve toplu yaşam alanlarını da tehdit eden ciddi tehlikeler arasında olduğuna dikkat çekilerek, bu nedenle, tüm yaşam alanlarında yangın güvenliği tedbirlerinin alınmasının hayati bir gereklilik olduğuna işaret edildi.
-“Yangın güvenliği İSG kapsamında değerlendirilmelidir”
İSG mevzuatına göre, işverenler ve bina yöneticilerinin, çalışanlar ve bina sakinlerinin güvenli bir ortamda bulunmalarını sağlamakla yükümlü olduğu hatırlatılan açıklamada, yangın güvenliği tedbirlerinin, öncelikle risk değerlendirmesi yapılarak başladığı ve buna uygun yangın önleme stratejileri geliştirildiği ifade edildi.
Açıklamada şunlara yer verildi:
“Bu kapsamda; yangın risk analizi yapılmalı, Yangın söndürme ekipmanları (yangın söndürücüler, yangın dolapları, otomatik söndürme sistemleri) uygun şekilde yerleştirilmeli ve bakımları düzenli olarak yapılmalı, yangın algılama ve alarm sistemleri etkin bir şekilde çalışmalı, çalışanlara ve bina sakinlerine yangın güvenliği eğitimleri verilmeli, acil durum eylem planları hazırlanmalı ve tatbikatlarla test edilmelidir.
Yangın güvenliği konusunda İSG uzmanlarının rolü oldukça kritiktir. İSG uzmanları, işletmelerde ve diğer yaşam alanlarında risk analizleri yaparak yangın tehlikelerini belirlemekte ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda, çalışanlara ve bina sakinlerine eğitim vererek farkındalığı artırmak, acil durum prosedürlerini oluşturmak ve uygulamalarını denetlemek gibi sorumlulukları bulunmaktadır.
İSG uzmanları, yangın güvenliği ekipmanlarının uygunluğunu kontrol etmek, mevzuata uygunluğunu denetlemek ve acil durum senaryoları üzerinde çalışmalar yürütmekle yükümlüdür.”
-“Yangın güvenliğinin eksik olmasının sonuçları telafi edilemez”
İSG-BİR açıklamasında, yangın güvenliği tedbirlerinin ihmal edilmesinin, çeşitli kaza ve felaketlere yol açabileceği, yangınların, can kaybının yanı sıra büyük maddi zararlar da doğurabileceği belirtildi.
Açıklamada, yangınların, işletmelerin ve diğer yaşam alanlarının faaliyetlerine ara vermesine ve itibar kaybına neden olabileceği gibi hukuki süreçleri de beraberinde getirebileceğine de dikkat çekildi.
Yangın güvenliğinin, iş sağlığı ve güvenliğinin en temel unsurlarından biri olduğu kaydedilen açıklamada, tüm yaşam alanlarında bu konuda gerekli tüm önlemlerin alınarak hem insanların can güvenliğini sağlamak hem de maddi kayıpların önünü geçmenin kritik bir gereklilik olduğu belirtildi.
Açıklamada, tüm işletmelerin ve bireylerin yangın güvenliği konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesi ve bilinçli bir yaklaşım sergilemesinin, güvenli bir yaşam ortamı oluşturmanın temel adımlarından biri olduğu da hatırlatıldı.
Birleşik Krallık Yüksek Komiseri Michael Tatham, Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Başkanı Mehmet Harmancı’yı ziyaret etti.
Lefkoşa Türk Belediyesi’nden verilen bilgiye göre, ziyarette, Kıbrıs sorunu başta olmak üzere bölgede ve dünyadaki gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.
LTB Başkanı Mehmet Harmancı görüşmede yaptığı konuşmada, hem bölgede hem de dünyada çok dinamik bir sürece girildiğine ve yeni bir düzenin kurulmakta olduğuna dikkat çekti. Harmancı, bunun birçok olası tehdit ve belirsizlikle beraber barış ve savaş süreçlerinde olumlu yönde fırsatlar da yaratabileceğini belirtti. Harmancı, Kıbrıs’ta iki lider arasında yeniden başlayan diyalog ve Mart ayında gerçekleşmesi beklenen 5’li görüşme ile birlikte sürecin olumlu yönde ilerlemesi için ciddi şekilde çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.
Harmancı, iki lider tarafından bugün dile getirilen resmi çözüm tezlerinin birbirine zıt ve uyuşmaz göründüğünü ancak, somut talepler ve iki tarafın somut endişeleri üzerinden masaya oturulursa BM Güvenlik Konseyi kriterlerinin iki tarafın da talep ve endişelerine cevap verebilecek esneklikte kavramlar içerdiğini belirtti.
Harmancı, son dönemlerde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık gibi ülkelerle askeri iş birliği ve NATO’ya üyeliği gibi konuların daha çok gündeme geldiğine dikkat çekerek, bunların çözümsüzlüğün kilit unsurlarından olan güvenlik konusunun salt askeri bir mesele olarak ele alınmasını meşrulaştırmaya hizmet ettiğini kaydetti.
Harmancı, “İki toplum da insani güvenliği, yani iklim değişikliği, doğal afetler, gıda ve su güvenliği, enerji güvenliği, insan hakları gibi kavramları güvenlik anlayışının merkezine oturtmadığı ve bu anlayışla birlikte hareket etmediği sürece güven, barış ve refah dolu bir gelecek iki taraf için de bir yanılsama olarak kalacak” dedi.
İngiltere’de Kıbrıslı Türk toplumu ile bir araya gelen Başbakan Ünal Üstel, yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının tarihini, mücadelesini ve Anavatan Türkiye ile olan kopmaz bağlarını vurguladı.
İngiltere’deki Kıbrıslı Türklerin hem kimliklerini koruyarak hem de bulundukları toplumla köprü kurarak büyük bir sorumluluk taşıdıklarını belirten Üstel, Kıbrıs Türk halkının uluslararası alanda daha güçlü bir ses olması için birlik ve dayanışma çağrısında bulundu.
Başbakan Üstel’in konuşmasının tamamı şöyle:
“Değerli Yurttaşlarım,
Bugün burada, İngiltere’nin bu güçlü topraklarında bir araya gelirken, hepimizi bir arada tutan o derin ve kutsal bağ üzerine düşünmek istiyorum:
Vatan sevgisi. Nerede yaşarsak yaşayalım, kimliğimizin, kültürümüzün ve tarihimizin kalbinde Kıbrıs’ın gururu ve onuru yatıyor.
Sizler, vatanımızın sadece evlatları değil, aynı zamanda dünyadaki temsilcilerisiniz. Kıbrıslı Türk olmak, sadece bir coğrafyanın insanı olmak değil; bir halkın mücadelesini, onurunu ve değerlerini taşımaktır.
Bugün, binlerce kilometre ötede bile olsa, aynı kültürü, aynı tarihi ve aynı değerleri paylaşan insanlarla bir arada olmak benim için tarifsiz bir mutluluk. Sizler, Kıbrıs Türk halkının dünya üzerindeki birer ışığısınız; kimliğimizin, kültürümüzün ve tarihimizin taşıyıcılarısınız.
Buraya, sadece bir siyasetçi olarak değil, aynı zamanda sizin gibi Kıbrıs’ın ruhuyla yoğrulmuş biri olarak geldim. Hepimiz biliyoruz ki Kıbrıslı Türk olmak, bir adadan çok daha fazlasını ifade eder. Bu, köklerimizi korurken dünyayı kucaklamayı, barış içinde ama onurlu bir şekilde yaşamayı, kimliğimizi kaybetmeden yeniliğe açık olmayı öğrenmek demektir. Bu ruh, uzaklarda olsanız bile sizlerle birlikte yaşamaya devam ediyor.
Kıbrıs Türk halkı olarak, tarih boyunca varlığımızı koruma mücadelemizde Ana Vatan Türkiye Cumhuriyeti, en büyük destekçimiz ve dayanağımız olmuştur.
Türkiye, milli davamızın her aşamasında yanımızda olmuş, haklarımızı uluslararası platformlarda savunmuş ve Kıbrıs Türk halkının güvenliği, refahı ve geleceği için fedakârlık yapmıştır.
Anavatanımız Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkına sağladığı ekonomik, siyasi ve askeri destek, bugün bağımsızlığımızın temel taşlarından biridir.
Türkiye’nin desteğiyle eğitim, sağlık, altyapı ve daha birçok alanda önemli gelişmeler kaydettik. Unutulmamalıdır ki, Türkiye ile olan kardeşlik bağlarımız, sadece tarihsel bir dayanışma değil, aynı zamanda milli kimliğimizin ayrılmaz bir parçasıdır.
Sizler burada sadece İngiltere’deki birer birey değil, aynı zamanda bir halkın gururu, sesi ve yansımasısınız. Gittiğiniz her yere Kıbrıs’ın sıcaklığını, dostluğunu ve dayanışmasını taşıdınız. Kıbrıs Türk halkının sesi burada daha gür, daha güçlü çıkıyor. İngiltere gibi bir ülkenin toplumunda köklü bir yer edinmiş olmanız, bizi gururlandırıyor. Ancak bu sadece bir başarı hikâyesi değil; aynı zamanda büyük bir sorumluluk.
Sizlerin burada, hem kendi kimliğinizi koruyarak hem de bu toplumun bir parçası olarak nasıl bir köprü inşa ettiğinizi görüyoruz. Bu köprü, sadece Kıbrıs’la İngiltere arasında değil, aynı zamanda kültürler ve insanlar arasında bir bağ oluşturuyor. İşte tam da bu nedenle, sizlerle dayanışma içinde olmak bizim için hayati önem taşıyor.
Değerli yurttaşlarım, hepimiz biliyoruz ki Kıbrıs Türk halkı olarak tarihimiz, barış ve adalet arayışıyla dolu bir mücadeledir. Her adımımızda, her karış toprağımızda bu mücadelenin izlerini taşırız. Ancak bu mücadele sadece adada değil, sizlerin bulunduğu yerlerde de devam ediyor. Haklarımızı savunmak, kimliğimizi korumak ve uluslararası arenada sesimizi duyurmak için sizlere ihtiyacımız var.
Bir milletin büyüklüğü, sadece sınırları içinde değil, diasporasının etkisiyle de ölçülür. Sizlerin İngiltere’de Kıbrıs Türk halkının haklarını savunma noktasında ne denli önemli bir rol oynadığınızı biliyoruz. Bizimle birlikte yürüdüğünüz bu yolda, daha güçlü bir ses olmak için omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz.
Biliyorum ki burada, binlerce kilometre ötede yaşarken, vatan hasreti kalbinizin bir köşesinde hep var. Ancak bu hasret, bir eksiklik değil; aksine, kimliğinizin en güçlü yanıdır.
Kıbrıslı Türk olmak, kökleri derinlerde bir çınar gibi toprağa bağlı, dalları ise dünyanın dört bir yanına uzanan bir ağaç olmaktır.
Kıbrıslı Türk olmak, sadece bir adanın insanı olmak değildir. Kıbrıslı Türk olmak, Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olmanın gururunu taşımaktır. Bizim için Kıbrıs Türk kimliği, Türklük şuuruyla yoğrulmuş bir kimliktir.
Bu şuur, milli mücadelemizde bizi güçlü kıldı, bağımsızlığımızı kazanmamızı sağladı ve bugün de haklı davamızı savunmamızın temelini oluşturuyor.
Ana vatan Türkiye’mize, Türk milletine olan bağlılığımız, Kıbrıs Türk halkının varoluşunun en önemli dayanaklarından biridir. Nerede yaşarsanız yaşayın, Türk bayrağının dalgalandığı her yer, bizim için bir vatan köşesidir. Kıbrıs Türk halkı olarak, bu milli birlik ve beraberlik duygusunu her zaman korumalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız.
“Kıbrıslı Türk olmak sizin için ne ifade ediyor?” Sorunun verilecek Cevap aynen şöyledir: sadece bir coğrafya değil, bir aidiyet duygusu, bir tarih ve bir gelecek vizyonudur. Bu vizyonu birlikte korumak, gençlerimize aktarmak ve dünyaya tanıtmak bizim en büyük görevimizdir.
Kimin daha önce buralara gelip sizlere ne dedi, hangi vaatlerde bulunu, nelerin olup olmadığını bilmem!
Bugün burada, Kıbrıs Türk halkının geleceği için sizlere bir çağrıda bulunuyorum. Gelin, birlik olalım. Gelin, Kıbrıs Türk halkının haklarını daha güçlü savunmak için birlikte çalışalım. Gelin, gençlerimize kimliklerini unutturmadan daha parlak bir gelecek sunalım. Biz, küçük bir halk olabiliriz ama tarihin bize öğrettiği bir şey var: Dayanışma içindeki bir halkın gücü, her türlü zorluğu aşar!!! Bugün burada sizlerin, taleplerini, sizlerin saygın görüşlerini dinlemek, sizler için yapılması gerekenleri ve ülkemiz için atılması gereken adımları atmak adına birlikte bir akıl yolu çizmek için buradayım.
Sizlerin katkılarıyla Kıbrıs Türk halkı daha güçlü olacak. Eğitim, kültür, ekonomi ve siyaset alanlarında atacağınız her adım, bizimle birlikte bir halkın onurunu yükseltecek.
Değerli yurttaşlarım, sizler burada sadece birer birey değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının taşıyıcılarısınız. Sizlerin çabaları, bizim adada verdiğimiz mücadeleyi uluslararası alana taşır.
Ben buradan, Kıbrıs’tan taşıdığım selam ve sevgiyle sizlere şunu söylemek istiyorum: Nerede olursanız olun, Kıbrıs’ın kalbi sizlerle atıyor. Bizim birliğimiz, köklerimiz kadar güçlü; ve geleceğimiz, birlikte attığımız her adım kadar parlak olacaktır.
Yaşasın Kıbrıs Türk halkının dayanışması, Yaşasın Ana Vatan Türkiye, yaşasın kardeşlik!”
Cumhuriyet Meclisi Hukuk, Siyasi İşler, Dışilişkiler ve Savunma Komitesi, UBP Milletvekili Yasemi Öztürk başkanlığında bugün saat 10.30’da toplandı. Meclis Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, komite, gündemindeki çeşitli yasa tasarılarını değerlendirdi.
Toplantıda, “Çevre (Değişiklik) Yasa Tasarısı” ilk olarak ele alındı. Komite, bu tasarıyla ilgili çalışmalarını bir sonraki toplantıda sürdürecek.
Daha sonra, dört farklı “Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı (Değişiklik) Yasa Tasarısı” birleştirilerek “Birleştirilmiş Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı (Değişiklik) Yasa Tasarısı” adı altında görüşülmesine karar verildi. Bu tasarıya ilişkin çalışmalar da bir sonraki toplantıya bırakıldı.
Ayrıca, iki farklı “Motorlu Araçlar ve Yol Trafik (Değişiklik) Yasa Tasarısı” ile “1974 Motorlu Araçlar ve Yol Trafik (Değişiklik) Yasa Tasarısı” birleştirilerek “Birleştirilmiş Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasa Tasarısı” olarak ele alındı. Komite, bu tasarı için de çalışmalarını ilerleyen toplantılarda sürdürecek.
Toplantının son kısmında, “Motorlu Araçlarla Yolcu ve Eşya Taşınması (Denetim) (Değişiklik) Yasa Tasarısı” değerlendirildi ve bu tasarıya ilişkin çalışmaların devam etmesi kararlaştırıldı.
Komite toplantısına, Komite Başkan Vekili CTP Milletvekili Ongun Talat, UBP Milletvekilleri Fırtına Karanfil ve Hasan Küçük, CTP Milletvekili Ürün Solyalı, CTP Milletvekili Fide Kürşat ve Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars da katıldı.
Toplantıya, KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Trafik Dairesi, Çevre Dairesi, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Polis Genel Müdürlüğü, KKTC Başsavcılık ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası temsilcileri davetli olarak katıldı ve görüşlerini sundu.